Tarım, Orman ve Halk Sağlığında
Biyolojik mücadele terimi ilk olarak 1919 yılında akademik olarak ortaya atılmıştır. Ancak bunun asırlar öncesinde de biyolojik mücadele yöntemlerinin kullanıldığı bilinmektedir. Çin Hanedanlığı’ndan kalan eserlerde karıncaların narenciye zararlılarına karşı kullanıldığından bahsedilmektedir.
Bilimsel çalışmalar ve araştırmalar arttıkça biyolojik mücadele etmeni olarak kullanılacak çeşitler de günden güne artmaktadır. Bugün en pratik şekilde uygulanabilen mücadele etmenlerinden birisi Bacillus bakterileridir. Her bir biyolojik mücadele etmeni kimyasal uygulamalardan çok daha iyi alternatiflerdir. Nihai olarak kimyasal ürün kullanımının %70 oranında azaltılmasına ve ürün veriminin en az %5 artışını sağlayabilmektedir.*
Tarım, orman ve halk sağlığı zararlılarını için biyolojik mücadele yöntemleri uygulanmaktadır. Doğa kendi içinde belirli bir döngü içinde dengesini korumaktadır. Bazen istilacı türlerin bölgedeki varlığını arttıracak şekilde değiştirilebilir.
Zararlının, bilinçli/bilinçsiz şekilde nakledilmesi, bölge şartlarının zararlı lehine değişmesi, kontrolsüz şekilde kimyasal kullanımı gibi müdahaleler zararlının doğal düşmanını ortamdan uzaklaştırabilmektedir. Özellikle de kullanılan sentetik kimyasal insektisitler zararlının düşmanlarını da doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir.
Ortamda rakibi ya da avcısı kalmayan zararlı daha hızlı üremektedir. Hızlı ve kolay üreyen zararlıyı kontrol altında tutmak içinse daha fazla kimyasal kullanılmaktadır. Bu şekilde zincirleme bir döngü içinde tüm süreç insanlığın aleyhine dönmektedir.
Biyolojik mücadele yöntemleri ile zararlılar belli bir oranda tutulabilmektedir. Bu sayede doğadaki doğal denge de korunmaktadır.
Bu canlıların mücadele sahasında bulundurulması konusunda ise 3 temel yöntem uygulanır.
Tarım, orman ve halk sağlığında zararlılara karşı kontrolsüz ve bilinçsiz şekilde kullanılan sentetik kimyasallar bal arıları ve faydalı böcekleri de öldürüyor.
Biyolojik mücadele ile bal arıları ve faydalı böcekleri korumak mümkün.
Biyolojik mücadele uygulamaları, kimyasal uygulamaların neden olduğu zararlı etkilere neden olmaz. Zaten doğada hedef zararlıya karşı etkili olan yöntemlerin insan müdahalesi ile mücadele alanlarında kullanılmasıdır.
Biyolojik mücadele yöntemlerinin öncelikli avantajı insan ve çevre sağlığı üzerindeki uzun süreli etkileridir.
Biyolojik mücadele etmenlerinin en temel avantajları
Zararlı mücadelesinin etkinliğini belirleyen 2 unsur uygulanan ürün ve kullanılan ekipmandır.
Mücadelede kullanılacak insektisitin kalitesi ne kadar önemliyse uygulamada kullanılacak makine ve ekipmanın özellikleri ve kapasitesi de o derece önemlidir.
Avrupa Birliği, Gıda ve Yem için Hızlı Uyarı Sistemi 2021 raporuna göre en çok bildirim yandaki tabloda da görüldüğü üzere “meyve ve sebzeler”.
Bunun nedeni, Bulgaristan'dan, özellikle Türkiye'den gelen ürünlerde pestisit uyumsuzluklarına ilişkin bildirimlerin artmasıdır.
Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere pestisit kalıntısı nedeniyle raporlanan ve iade edilen en fazla vaka Türkiye kaynaklı ürünler oluşturuyor.
Tarım ürünlerinde pestisit kalıntılarının önüne geçilmesi ve ürün kalitesinin arttırılması için izlenecek temel adımlar
Tarım, orman ve halk sağlığında zararlılarla biyolojik mücadele konusunda araştırma yapan ya da biyolojik mücadele uygulamalarını tercih eden kişilerin yorumları
Sağlık riski, gıda güvenliği sorunları ve ekonomik zarar oluşturan zararlıları kontrol altında tutmak gerekir. Biyolojik mücadele uygulamaları doğa ile uyumlu yöntemlerdir. Yalnızca hedefe zararlıya karşı etkilidir. İnsanlar, faydalı böcekler ve çevre için güvenilirdir.
Sağlıklı bir yaşamın ancak gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanması ile sürdürülebileceğine işaret ederek, “Pestisitlerin bebek ve çocuklarda hormonal ve nöral sistem üzerinde toksik etkilere yol açtığına dair ciddi şüpheler vardır. Bunlara ek olarak, pestisitler doğal hayattaki çok sayıda canlı türünde toksik etkilere neden olmaktadır
Pestisitlerin yetişkin erkeklerde üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır; sterilite, sperm kalitesinde düşme ve prostat kanserine yol açabilir. Kadınlarda ise pestisitlerin erken ergenlik, erken menarş, doğurganlıkta azalma ve meme kanseri ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Son yıllarda Türkiye'de de görülmeye başlanan Asya Kaplan Sivrisineği, sarıhumma, ZİKA, Batı Nil virüsü enfeksiyonu gibi birçok hastalığı taşıyabiliyor. Vampir sivrisinek de denilen Asya kaplan sivrisineğine karşı, kimyasal pestisitlerin işe yaramıyor. Sinekler bu kimyasallara karşı bir direnç oluşturuyor. Bu yüzden etki etmiyor. Biz de biyoloji olarak bir pestisit üretimi yapmak istedik.
Manisa'da domates üretimi yapıp yurtdışına satışa veriyoruz. Bize domates güvesi ve yeşil kurt için biyolojik mücadele amacıyla Bio-T Plus ürünü getirdiler. Bunu kullanınca hasat için beklemeye de gerek kalmıyor. Bir taraftan ürünü koruyor, diğer taraftan analiz sonucu kaygısı yaşatmıyor.
Tarım, orman ve halk sağlığında zararlılarla biyolojik mücadele yöntemlerini araştırıyorum. Akademik makaleleri tarıyor, laboratuvarda araştırmalar yapıyor ve sahada bu yöntemleri deneyip sonuçlarını not ediyoruz.
Yaptığım araştırmaları seninle paylaşmamı istiyorsan e-posta adresini yazıp, beni haberdar et butonuna tıklaman yeterli
Tarım, orman ve halk sağlığında zararlılarla biyolojik mücadele etmek için bölgenizdeki zirai bayilere danışabilirsiniz. Özellikle tarımda bitki koruma ürünlerinin internetten satışı yasaktır.
Bölgenizde biyolojik mücadele ürünlerini bulabileceğiniz zirai bayilerin listesine ulaşmak için tıklayınız
Tarım, orman ve halk sağlığı zararlılarına karşı biyolojik mücadele projesine destek veren firmalar
Bültenimize kaydolun ya da sosyal medya platformlarından bizi takip edin!
Bültenimize kaydolun ya da sosyal medya platformlarından bizi takip edin!